Herkese merhaba;
İşte size kendi bilgisayarımda oluşturduğum bir resmim.
Üçboyutlu ultrason falan çıktı şimdi, ama böyle bir görüntülemeyi henüz
kimse başaramadan ben başardım ve yeni şeklimle karşınızdayım...
Hergün internete giriyorum ve gebelikle ilgili siteleri
dolaşıyorum. Hatta anneler kulübüne bile üye oldum ve orada çaktırmadan
anne adayları ve annelerin birbirlerine yazdıklarını heyecanla okuyorum.
İyi bir ortam gerçekten. Sohbet odalarına giriyorum, ama orada bana
"slm", "nerdensin?", "kaç haftalıksın?" falan
gibi sorular sorunca mecburen kaçıyorum.
Dr. Kağan Bey'e sorular soruyorum. O da beni anne adayı sanıp
cevaplıyor garibim. Yani anlayacağınız içeride hayatım iyi geçiyor, gün
geçtikçe kilo alıyorum, büyüyorum.
Bu site faydalı oldu bana da. Ancak bazen düşünüyorum da
aslında "gebelik" ve bunun sonucunda oluşan olaylar, bizim
gelişimimiz, o kadar da karmaşık olaylar değil. Size öyle gösterilmek
isteniyor. Ben size bu ve takipeden yazılarımda içeride olayları daha basit
bir şekilde anlatacağım. Bunun için özel bir anlatım tekniği geliştirdim.
Umarım beğenirsiniz.
İşte başlıyorum anlatımıma:
Öncelikle yeni bir yaşamın temel taşlarını oluşturan sperm
hücresi ve yumurta hücresinin kendilerinin de ayrı birer canlı olduklarını,
her birinin kendilerine özgü bir kişilikleri olduğunu, yani aynen sizler
gibi birer birey olduğunu bilmelisiniz. Onlar sizlerin içinde yaşıyor,
yemek yiyor, su içiyor, sohbet ediyor, düşünüyor, hissediyor, büyüyor ve
ölüyorlar. Aralarında doğum yapanlar da var (gerçekten var). Sadece
boyutları ve dış görünüşleri sizden farklı, bunun dışında hemen herşey
aynı.
Örneğin sperm hücresini ele alalım:
Uzun kuyruğu sayesinde iyi bir yüzücü, dış görünüşü
biraz garip, çirkin bir balığı andırıyor. Savaşçı ve rekabetçi bir
kişiliğe sahip. Doğduğu yer baba adayının testisinin içi, buradan epididim
adı verilen bölgeye göçüyor ve yaşamını burada devam ettiriyor.
Tek amacı buradan dışarı çıkmak ve hayatının kadınıyla
evlenerek çocuk yapmak. Yaşadığı yerde kendisi gibi milyonlarcasının olması
ve hepsinin aynı amaca sahip olması sinirini bozuyor. Diğerleri gibi o da
sürekli olarak antrenman yapıp "o gün" geldiğinde daha güçlü
olabilmek için form tutuyor.
Burada bulunanlar temelde birbirine benzemelerine rağmen
aralarında bozuk şekilli olanlar, kuyruğu olmayanlar, çift kuyruğu olanlar
falan var. Aralarından kendi kuyruğunu yakalamak için sürekli kendi
etraflarında dönenler bile çıkıyor bazen. Burada spermler temel
olarak X ve Y olmak üzere iki ayrı gruba bölünmüş.
Bizim hikayemizin kahramanı da bir X grubu üyesi, ancak o
henüz bunun ne kadar derin bir anlam taşıdığını bilmiyor. İleride bu grubun
özelliği nedeniyle bir kız bebeğin oluşumuna katılacak olduğunu bilseydi ne
derdi acaba?
Kendisine yaşlı spermlerin anlattığı hikayelerden işinin ne
kadar zor olduğunu anlıyor ve heyecanla kapıların açılacağı ve dış ortama
gidecekleri günü bekliyor.
Kahramanımız aynen diğerleri gibi yapısı gereği sıcağı
sevmiyor, hatta aralarında aşırı sıcaklardan ölenler bile var.
Kahramanımızın bir ismi olması gerektiğinden ben ona sonradan
anlatacağım bazı nedenlerle BEKİR ismini verdim.

Hikayemizin diğer kahramanı olan yumurta
hücresinin ne gibi özellikleri var?
Bu hücrecik anne adayının yumurtalığında yaşıyor. Yusyuvarlak
ve tostoparlak, irice bir hücre, ama yine de bir kadın zerafetinin tüm
inceliklerini taşıyor. Sayıları ancak yüzlerle ifade edilebilecek
komşularıyla beraber yumurtalığın içinde yaşamını sürdürüyor. Sperm
hücresinin aksine sakin yapılı. Anne adayının henüz kendi annesinin
karnında olduğu dönemlerde doğmuş.
Bu kahramanımızın da bir ismi olması gerekiyor. Ona da BERNA
ismini verelim, olsun bitsin.

Yumurtalıklarda belli aralıklarla
"garip olaylar" meydana geliyor:
Hücrelerden birisi her ayın başında kendi isteği dışında
değişime uğruyor. Etrafı birden bir örtüyle kaplanıyor ve bu örtünün içi gün
geçtikçe sıvıyla dolup şişiyor ve kocaman bir su kesesi haline geliyor.
Buna folikül adını veriyorlar. Sonra bu folikül birden çatlayıp patlıyor ve
içindeki hücre yumurtalığı terkediyor. Çok sayıda uzun kolları olan bir
yaratık onu yakalıyor ve içine alıyor ve ondan sonra uzunca zaman ondan
haber alınamıyor. Sanki bir hastalık gibi. Tecrübeli olanlar ise bu olayın
ne anlama geldiğini biliyorlar: Bu bir hastalık değil, değişime uğrayan
kişinin görev için seçildiğinin işareti. Bu kişi prensini bulmaya gönderiliyor.

Berna, yapı olarak çok seçici. Kolay kolay herkesi beğenmiyor.
"Beni etkileyecek olan erkeğin çok güçlü olması gerekiyor" diyor.
Herkes gibi o da biliyor ki prens aslında çok çok uzaklarda.
Belki de o prensle hiç karşılaşamayacak. Çünkü görev için seçildiğinde
yumurtalığı terkettiği andan itibaren prensini bulmak için en fazla 24
saati var. Eğer bu esnada hayatının erkeğiyle karşılaşamazsa ölecek...
Şimdilik bu kadar.
Gelecek yazıda:
Berna görev için seçiliyor.
"Yaratık" denilen aslında nedir?
Görev için seçilenler nereye gidiyorlar?
Peki Berna prensiyle karşılaşabilecek mi?
|